orka-on-muhasebe

Ön Muhasebe Elemanı Nedir? Ne İş Yapar?

Muhasebenin ilk adımı ön muhasebedir ve ön muhasebe, kurumların finansal yönetimiyle ilgili tüm konuları kapsar. Kurumlardaki tüm giderleri kayıt altına alan ön muhasebe elemanı finansal operasyonları yapar. Ön muhasebe elemanları sayesinde şirketlerin mali konuları takip edilebilir. Şirketin mali kayıtlarını tutmakla görevli ön muhasebe elemanı irsaliye, kasa, banka veya çek gibi rutin işlemleri yerine getirir. Muhasebe elemanı finansal işleri muhasebeleştirir, tahsilatlarla ilgilenir ve evrakları dosyalayarak raporlar. Muhasebe işlemleri için firmalara destek sunan ön muhasebe elemanı mali işlerin zeminini oluşturduğu için kurumların en önemli parçalarındandır. Ön muhasebe elemanı yazılımlarla çalışarak hataları sıfıra indirebilir. Faturaların işlenmesinden ödeme aşamasına ve firmadaki nakit akışına kadar tüm işlemleri kayıt altına almakla görevlidir. Titiz ve dikkatli bir çalışma gerektiren ön muhasebe, şirketlerdeki muhasebe bölümünün iş yükünü hafifletir.

Ön Muhasebe Elemanı Nasıl Olunur?

Ön muhasebe elemanı olabilmek için adayların muhasebeyle alakalı bir eğitim geçmişine sahip olması gerekir. Şirketler, genellikle, ön muhasebe elemanlarının muhasebeyle ilgili ön lisans ya da lisans bölümlerinden mezun olmasını tercih eder. Ancak sektörel anlamda bu alanla ilgili deneyim sahibi olan lise mezunları da bu mesleği yapabilir. Tecrübenin ve eğitimin bir getirisi olarak ön muhasebe elemanlarının bazı muhasebe paket programlarını bilmesi gerekir.  Ayrıca adaylar MS Office programlarına da hakim olmalıdır.

Ön Muhasebe Elemanı Ne İş Yapar?

Ön muhasebe elemanı küçük, orta veya büyük ölçekli işletmelerde muhasebe bölümünde çalışır. Günlük işleri temel finansal işlemlerden oluşur. Ön muhasebe yoğun bir tempoyla yapılan ve dikkat gerektiren bir iştir. Ön muhasebenin temel amacı asıl muhasebe işlemlerini ve ön girdileri hazırlamaktır. Ön muhasebe elemanı görevleri ve sorumlulukları şu şekildedir:

  • Genel muhasebe departmanı ile koordinasyon içinde çalışmak
  • Günlük olarak kasa, pos ve muhasebe kayıtlarını tutmak
  • İşletmeye alınmış olan malların, malzemelerin ve hizmetlerin irsaliyelerini sistemde kayıt altına alıp saklamak. Makbuzları arşivlemek
  • Vergi ödemelerinin takibini yapmak
  • Muhasebe kayıtlarını tutarak dosyaları düzenlemek
  • Alınan malzeme ve ürünlerin alış satış faturalarını ve garanti belgelerini saklamak
  • Her ay sonunda çalışanların  bordro ve personel ücretlerini hazırlamak
  • Raporlu personeli muhasebe departmanına bildirmek
  • Muhasebeye gelen evrakları zamanında ulaştırmak
  • Firmanın demirbaşını kullanıcılarıyla beraber listelemek
  • Tüm raporlamaları yapmak ve arşivlenmesini sağlamak
  • Firmanın tüm gelir gider belgelerini makbuzlarla beraber saklamak
  • Tüm cari hesapları işletmenin genel muhasebe departmanına bildirmek
  • Muhasebe programına verilerin girişini yapmak
  • Kasa ve hesap takibi yapmak ve nakitle ilgili işlemleri kontrol etmek
  • Verilere ve bilgilere göre firmanın muhasebe bölümünü doğru bir şekilde yönlendirmek

Ön Muhasebe Elemanının Bilmesi Gerekenler

Ön muhasebe için geleneksel yöntemler izlendiğinde bazı hataların meydana gelmesi mümkün olur. Ön muhasebe elemanının bilmesi ve dikkat etmesi gerekenler şu şekildedir:

  • Gider ve harcama makbuzlarının kayıtlarını programlara işlemelidir.
  • Kesilen faturaların bir kopyasını klasörde, bir kopyasını da koçanda saklamalıdır.
  • Damga vergilerinin olup olmadığını kontrol etmeli ve dosyada bunları takip etmelidir.
  • Firmayla ilgili önemli belgeleri, ortakların kimlik bilgilerini, imza sirkülerini, ticaret sicil evraklarını, kira kontratlarını, sigorta poliçelerini ve vergi dairesi poliçelerini ayrı klasörlerde saklamalıdır.
  • Evrakların, Ticaret Kanununa göre 10 yıl, Vergi Kanununa göre 5 yıl saklanması gerektiğini bilmelidir.
  • Ortaklar Pay Defteri, Yönetim Kurulu Karar Defteri ve Genel Kurul Karar Defteri gibi resmi evrakları takip etmelidir.

Orka muhasebe programı ön muhasebe elemanlarının işini kolaylaştırır. Siz de Orka yazılımlarıyla süreçlerinizi hızlandırabilir, E-Defter, E-Fatura, E-SMM gibi hizmetleriyle E-Dönüşüm sürecinizi sorunsuzca yönetebilirsiniz.

orka-gecici-vergi

Geçici Vergi Nedir?

Türk Vergi Kanunları uyarınca ödenmesi gereken vergi türlerinden biri de geçici vergidir. Bu vergi türü peşin vergi adı ile de bilinir. Geçici vergi ödemeleri her yıl güncellenen oranlar baz alınarak hesaplanır. Vergi mükellefi olanlar geçici vergi beyan etmemesi durumunda çeşitli cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalabilir. Bu vergi türünde dönemsel kazançlar esas alınır ve vergi bu rakamlar üzerinden hesaplanarak ödenir. Peki, geçici vergi nedir, geçici vergi hesaplama süreci nasıldır ve geçici vergi ne zaman ödenir? Gelin geçici vergi hakkında bilinmesi gereken tüm detaylara birlikte yakından bakalım.

Geçici Vergi Nedir?

Kurumsal vergi mükellefleri, serbest meslek sahipleri ve gerçek usul düzenine göre kazanç sağlayan kişilerin, gelir ve kurumlar vergisini üçer aylık cari dönem kazançlarına göre peşin olarak ödemesine geçici vergi denir. Başka bir ifade ile ise geçici vergi, gelir ve kurumlar vergisi adına tüm yılın hesaplamaları yapılmadan üçer aylık sürelerde oluşan kazançların önden peşinen ödenmesidir. Bu sebepten ötürü bu vergi türüne peşin vergi de denir.

Geçici Vergi Nasıl Hesaplanır?

Geçici vergi oranları her sene değişen rakamlar üzerinden ödenen bir vergi türüdür. Üçer aylık dönemler şeklinde belirlenen kȃr/zarar durumlarına göre ödemesi yapılan geçici vergide bir önceki dönem hesaplanan vergi oranı beyannameden düşülür.
2023 yılına göre geçici vergi oranları,

  • Gelir vergisi mükellefleri için yüzde 15,
  • Kurumlar vergisi mükellefleri için yüzde 20

şeklinde belirlenmiştir.
Geçici vergi de tıpkı diğer vergiler gibi beyan edilmelidir. Bu verginin beyannamesinde mükellefin durumuna göre ek belgeler de gerekebilir. Serbest meslek sahipleri beyannamelerine ek olarak kazanç bildirimi eklemelidir. Kurumlar vergisine tabi olan ve bilanço defteri tutan mükelleflerin gelir tablosunu beyan etmesi gerekirken işletme defteri tutmakla yükümlü olan mükellefler ise beyan sırasında hesap özeti tablosunu da Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunmalıdır.

Geçici Vergi Ne Zaman Ödenir?

Geçici vergi ödemeleri Gelir Vergisi Kanununun 120. maddesi uyarınca belirlenir. Kazanç belirleme işleminde dönemsellik ilkesine uyulması önem taşır. Mükellefler, ilgili hesap döneminin 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolarına göre hesaplama yapmalı ve beyanname vermelidir. Örneğin, gelir vergisi mükellefi olan Ahmet Bey; Ocak, Şubat ve Mart ayı dönemindeki 1500 TL kȃrı için bu tutarın yüzde 15’i olan 225 TL’yi ilk 3 ay için ödeyecektir. Ahmet Bey, diğer 3 aylık dönemlerde de kazançlarını bu şekilde beyan edip düzenli olarak ödediği takdirde yıl içinde parça parça ödeme yaptığı için yıl sonunda gelir vergisi ödemesi yapmayacaktır. Yani geçici vergisini düzenli olarak ödeyen mükelleflerin gelir vergisi yıllık vergi tutarından düşülür.

Geçici Vergi Kimler Verir?

Yukarıda da belirtildiği gibi geçici vergi vermekle yükümlü olan kişiler; serbest meslek sahipleri, kurumlar vergisi mükellefleri ve gerçek usulde faaliyet gösteren ticari kazanç erbaplarıdır. Kazanç üzerinden 3’er aylık dönemler halinde ödenen bu vergi aslında gelir vergisi dışında bir vergi olarak görülmemelidir. Ücret geliri kazananlar, basit usulde vergilendirilen mükellefler, zirai kazanç sahipleri ve vergiden muaf olan serbest meslek sahipleri ise geçici vergi ödemez. Geçici verginin yüzde 10’u aşan bir oranda eksik bildirilmesi durumunda mükellefe vergi cezasının yanı sıra ilgili tutar üzerinden gecikme faizi de uygulanır.
Siz de geçici vergi mükellefi iseniz kazançlarınız üzerinden 3’er aylık dönemlerde beyanname sunarak ödemelerinizi eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmeli ve ödemelerinizi gelir vergisinden düşmelisiniz. Orka Bilgisayar’ın kurumsal muhasebe ve yazılım programlarını kullanarak tüm gelir/gider ve vergi akışınızı kolayca takip edebilir ve muhasebe işlemlerinizi verimli bir biçimde yönetebilirsiniz. Ayrıca şirketinizin dijital dönüşüm süreci için Orka Bilgisayar tarafından sunulan e-Fatura, e-Defter, e-SMM gibi hizmetlere de göz atabilirsiniz.

orka-huzur-hakki

Huzur Hakkı Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Şirketlerin en iyi performansa ulaşması ve doğru şekilde yönetilmesi için üst yönetim kadrosu tarafından düzenli olarak kararlar alınır. Firmalarda sürekli olarak yapılan toplantı ve görüşmeler sonucunda üst yönetim tarafından alınan birtakım şirket kararları ise huzur hakkı kavramını doğurur. Şirketin önde gelenleri tarafından alınan kritik kararların, ileride kişiler üzerinde negatif etkisi olmaması için ilgili kişilere huzur hakkı ödemesi yapılır. Bu hak şirketin yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerinin üzerindeki sorumluluğu azaltmak ve onları rahatlatmak amacıyla kullanılır. Peki, huzur hakkı ne demekhuzur hakkı ödemesi nedir ve huzur hakkı kimlere verilir? Bu yazımızda huzur hakkı kavramıyla ilgili en çok merak edilen detayları bulabilirsiniz.

Huzur Hakkı Nedir?

Firma yetkililerinin ve yöneticilerin, başında olduğu kurumla alakalı önemli görev ve sorumlulukları bulunur. Şirketin geleceği adına hayati öneme sahip kararları alan bu kişiler için huzur hakkı adı altında maddi bir ödeme yapılır. Ek maaş olarak da adlandırılabilen bu ödeme kişilerin sorumlulukları neticesinde karşılaşacağı riskleri minimum seviyeye indirme amacı taşır. Huzur hakkı firmanın üst düzey yönetimindeki hizmetlerin karşılığında ilgili kişilere Gelir Vergisi Kanunu baz alınarak ödenir.

Huzur Hakkı Nasıl Hesaplanır?

Kurum tarafından firmanın üst düzey yetkililerine huzur hakkı ödemesi yapılabilmesi için ilgili hakkın şirket sözleşmesi esaslarında belirtilmesi gerekir. Ayrıca huzur hakkı ödemesi için kurumun karar defterinde bu kararın yer alması şartı da bulunur. Ancak bunun noterle tasdikinin yapılması gibi bir gereklilik bulunmaz. Eğer şirket çok ortaklı bir yapıda ise ve ileride bu konu hakkında bir kargaşaya mahal vermemek isteniyorsa o zaman şirket tarafından huzur hakkının noterde tescil ettirilmesi tercih edilebilir.
Huzur hakkı ödemesi için hesaplama yapılırken Gelir Vergisi kesintisi baz alınır. İlgili ödeme için damga vergisi oranı ise binde 7.59 olarak alınır. Huzur hakkı hesaplama süreci için söz konusu yıl içerisindeki gelir vergisi oranları dikkate alınmalı ve brüt tutar üzerinden net tutar hesaplanmalıdır. Bunun yanında huzur hakkı asgari geçim indirimini kapsarken sigorta primine tabi değildir. Örneğin, 50 bin TL’lik net huzur hakkı ödemesi yapmanın bedeli şirket için yaklaşık 57 bin 750 lirayı bulabilir. Bunun 8 bin 660 liralık kısmı %15’lik gelir vergisi kesintisi iken 438 liralık kısmı damga vergisi kesintisidir. 1350 liralık kısmı ise asgari ücret vergi istisnası şeklinde hesaplanır.
Huzur hakkı ücreti belirlenirken ilgili tutarın şirketin mali yapısına uygun bir aralıkta olması son derece önemlidir. Şirketin mali durumunun üzerinde belirlenen tutarların Maliye tarafından cezai yaptırımları olması ihtimali bulunur. Bu nedenle huzur hakkı ödemelerinin şirketin kȃrlılık durumlarına uygun olarak düzenlenmesi önemli bir ayrıntıdır.

Huzur Hakkı Kimlere Verilir?

Huzur hakkı ödemeleri genellikle üst düzey yönetim kadrosunda yer alan kişilere yapılır. Bu kural, anonim şirket tipinde faaliyet gösteren kurumlarda yönetim kurulu üyeleri olarak bilinirken limited şirket türündeki firmalarda ise müdür statüsünde olan veya olmayan şirket ortakları olarak kabul edilir. Huzur hakkı adı altında gerçekleştirilen ödemelerin toplantı başına olacak şekilde düzenlenmesi mümkündür. Buna ek olarak ödemelerin ay, yıl veya gün bazında düzenlenip ödemesi de yapılabilir.
Siz de şirketinizin üst yönetim kadrosunda yer alan kişiler için huzur hakkı ödemesi gerçekleştirirken Orka Bilgisayar’ın kurumsal muhasebe ve yazılım çözümlerinden faydalanın. Sektörünüze özel çözümler sayesinde muhasebe süreçlerinizi en verimli şekilde yönetin. Ayrıca Orka Bilgisayar’ın e-Fatura e-Defter e-SMM ve e-Ticaret alanındaki dijital yeniliklerini de hemen inceleyerek firmanızın dijital dönüşüm sürecine katkı sağlayın.

orka-gelir-vergi

Gelir Vergisi Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Türkiye’de iş kuran ve ürün/hizmet satışı yapan herkes Türk Vergi Kanunları uyarınca gelir vergisi ödemekle yükümlüdür. Ticari faaliyet yapan gerçek kişiler, yıl boyu elde edilen gelir miktarına göre dilimlere ayrılmış vergi düzeni üzerinden devlete yılın belirlenen zamanlarında ödeme yapar. Gelir vergisi dünya üzerindeki her ülkede devlete ödenen bir vergi türüdür. Ancak gelir vergisi öderken ticari faaliyete yeni başlamış kişilerin kafasında bazı soru işaretleri olabilir. Çünkü gelir vergisinin hesaplanması ve ödenmesinde bazı kurallar vardır. Peki, gelir vergisi nedir, nasıl hesaplanır ve ne zaman ödenir? Gelin gelir vergisi konusunda merak edilen tüm konu başlıklarını birlikte inceleyelim.

Gelir Vergisi Nedir?

Gelir vergisi, en kısa tanımıyla gerçek kişilerin bir takvim yılı boyunca gelirlerini vergilendirmesine aracılık eden bir vergi türüdür. Gelir vergisi ödemeleri sadece gerçek kişiler tarafından devlete ödenen tutarlardır. Gelir vergisi hesaplaması yapılırken dikkat edilecek en önemli noktalardan biri vergi dilimleridir. Kişinin bir yıl boyunca kazandığı toplam tutar gelir vergisi dilimini belirler. Bu ödeme işletmeler için sabit giderler arasında gösterilir. Vergi ödemesini düzenli olarak yapmayan kişi ve işletmeler çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalır.

Gelir Vergisi Nasıl Hesaplanır?

Gelir vergisi hesaplama aşamasında yukarıda da belirtildiği gibi gelir vergisi dilimi esas alınır. 2023 yılı için gelir vergisi dilimleri ise şu şekildedir:

  • 70 bin TL’ye kadar olan kazançlarda yüzde 15
  • 150 bin TL’ye kadar yüzde 20
  • 550 bin TL’ye kadar yüzde 27,
  • 1 milyon 900 bin TL’ye kadar yüzde 35,
  • 1 milyon 900 bin TL üstü için yüzde 40

Örneğin, vergiye tabi olan yıllık kazanç 80 bin TL ise bunun 70 bin TL’lik kısmı yüzde 15’lik vergi dilimine girerek 10 bin 500, geriye kalan 10 bin TL ise yüzde 20’lik dilime göre 2 bin TL vergi gideri olarak hesaplanır. Buna göre kişinin toplam 12 bin TL vergi ödemesi gerekir.

Gelir Vergisi Nasıl Ödenir?

Gelir vergisi ödemeleri kişinin bağlı olduğu vergi dairesine yapılır. Bunun yanında kişinin ikametgahının bulunduğu ilçeye de ödeme yapması mümkündür. Ayrıca vergi dairesi ile anlaşmalı bankalar üzerinden ödeme yapılması söz konusudur. Gelir vergisi ödemesi için gelir beyannamesi düzenlenmesi gerekir. Bu beyannamede gelir vergisine dair tüm detaylar yer alır. İkametgahı Türkiye’de bulunanlar veya yılın en az altı ayını ülke sınırları içinde geçirenler vergi ödemekle yükümlüdür. Ülkede 6 aydan daha az süre geçirenler ve yurt dışında yaşarken Türkiye’den gelir elde edenler, dar mükellef kategorisinde olup ülkeden kazandıkları gelir tutarı üzerinden vergi ödemeye tabidir.

Gelir Vergisi Ne Zaman Ödenir?

Gelir vergisi beyannamesi Gelir İdaresi Başkanlığı’nın web sitesi üzerinden indirilebilir. Doğru ve eksiksiz bir şekilde doldurulan beyanname her yıl Mart ayının 25. gününün sonuna kadar vergi dairesine teslim edilmelidir. Vergi beyannamesini bu tarihe kadar düzenlemeyen kişiler Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından birtakım cezai yaptırımlara tabi olur. Eğer gelir vergisi basit usulde ise beyanname Şubat ayında düzenlenmeli ve aynı ay içinde ödenmelidir. Gelir vergisi istendiği takdirde iki taksit şeklinde de ödenebilen bir vergi türüdür. Basit usul vergilerinde ilk taksit Şubat, ikinci taksit ise Haziran ayında ödenebilir. Basit usulde düzenlenmeyen kazanç ödemeleri ise Mart ve Temmuz ayı olmak üzere iki taksitte gerçekleştirilir. Siz de gelirleriniz üzerinden yukarıdaki bilgileri göz önüne alarak vergi ödemelerinizi gerçekleştirebilirsiniz. İşletmenizin vergi ödemesini Orka Bilgisayar’ın muhasebe programları ile kolay bir şekilde takip edebilir ve tüm süreçleri eksiksiz biçimde yönetebilirsiniz.

Dilerseniz Orka Bilgisayar’ın e-Fatura e-Defter e-SMM gibi e-dönüşüm hizmetlerinden de yararlanabilirsiniz.

orka-gider-pusula

Gider Pusulası Nedir? Ne Zaman Kullanılır?

İş hayatında ve ticari ilişkilerde, alım satımların ispatlanması, sürecin muhasebe kayıtlarına girmesi ve vergiye konu edilebilmesi adına faturalar büyük önem taşır. Ancak fatura kesilebilmesi için fatura alıcısının vergi mükellefi olması şartı aranır. Peki, ticari faaliyetleri sonrasında fatura kesmek durumunda olan işletmeler mal ya da hizmet aldığı karşı taraf vergi mükellefi değil ne yapıyor? Siz de serbest meslek çalışanları, freelancerlar gibi vergi mükellefi olmayan çalışanları ve bu kişilerden hizmet alanları ilgilendiren gider pusulası hakkında daha fazla bilgi için detayları inceleyebilirsiniz.

Gider Pusulası Nedir?

Gider pusulası, vergi mükellefi olan işletmelerin vergi ödemekle yükümlü olan bireylerden aldıkları mal ve hizmetleri belgelendirmek amacıyla kesilen bir fatura türüdür. İşlemin muhasebeleştirilmesi yani kayıt altına alınması, kazançların vergilendirilmesi, anlaşmazlık durumunda bir ispat olarak kullanılması açısından gider pusulası yaygın olarak kullanılan bir belge türüdür.

Gider Pusulası Nasıl Düzenlenir?

İşletmeler vergi mükellefi olmayan taraflarla yaptıkları mal veya hizmet alışverişinde gider pusulası oluşturmak için aşağıdaki adımları izlemelidir:

  • Gider pusulasının fiziksel olarak temin edilebilmesi için Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan matbaalardan bastırabilir. Kırtasiyelerde veya internet üzerinde satılan boş gider pusulası defterleri noterde onaylatılmak suretiyle de kullanılabilir.
  • Gider pusulaları 2 nüsha şeklinde olmalıdır. Gider pusulası kesildikten sonra nüshalar alıcıya imzalattırılmalıdır ve ilk nüsha satıcıya verilirken ikinci nüsha da vergi mükellefi olan tarafta kalır.

Gider pusulalarında konu olan hizmetin ya da malın mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı bulunmalıdır. Vergi oranı ve net vergi tutarına ek olarak işi tarafların isim ve soyisimleri ve tüzel kişi ise ünvanları ve adresleri de eklenir. Gider pusulasının düzenlenme tarihi de belge üzerinde yer almalıdır.

Gider Pusulası Hangi Durumlarda Düzenlenir?

Gider pusulası, alıcıların normalde satıcıdan alması gereken fatura yerine alışverişi belgelemek için kendi düzenledikleri bir tür faturadır. Örneğin; işletmenizde küçük bir hasarı tamir etmesi için bir tesisatçı ile anlaştınız. Tesisatçı bir şirkete bağlı çalışmadığı ya da kendi şirketi olmadığı durumlarda size fatura kesemez. Fakat sizin tesisatçıya yapacağınız ödemeyi ticari hesaplarınızdan yapmak ve belgeleme zorunluluğunuz var. Bu durumlarda hesabınızdan para çıkışını faturayla kapatmak yerinde kestiğiniz gider pusulası ile kapatabilirsiniz. Bir başka deyişle gider pusulası yapmış olduğunuz ödemeyi muhasebe kayıtlarına geçirmenizi sağlar. Gider faturası düzenlenebilecek durumları şöyle özetlemek mümkün:

  • Hizmet alınan ya da malını satın aldığınız kişinin vergi mükellefi olmadığı durumlarda
  • Yürürlükte olan Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan istisnalar kapsamına giren satıcılardan alım yapıldığında
  • Serbest meslek çalışanlarından yapılan alımlarda yapılan arizi ödemelerde

Ödemeler, banka havalesi yoluyla ya da PTT aracılığıyla yapıldığı durumlar alınan dekont gider pusulası yerine geçebilir. Ancak dekont üzerinde alınan hizmet ya da satın alınan mala dair işin mahiyeti, tutarı, miktarı, ücreti ve adres gibi bilgiler bulunmadığı için bazı durumlarda sorunla karşılaşabilirsiniz.

Gider Pusulası Ne zaman Düzenlenir?

Gider pusulası, hizmet ya da mal alım işlemlerinde satıcı size ürün teslimatı veya hizmeti verdikten sonra yapılır. Gelir Vergisi Kanunu’na göre gider pusulasının alışveriş tamamlandıktan sonraki 7 gündür. Bu tarihler dışında düzenlenen faturalar geçersizdir.

Gider Pusulası Oranları

Gider pusulası düzenleme işlemi ile kazanca dair gelir vergisi niteliği taşıyan kesintiler uygulanır. Stopaj adı verilen bu kesintiler faturayı kesen tarafından ödenir. Ancak bazı durumlarda satıcı ile alıcı arasındaki anlaşmaya göre taraflar arasında çeşitli oranlarda pay edilebilir. Ancak devlete ödenen yasal stopaj oranları tutar üzerinden hesaplanır ve aşağıdaki gibidir:

  • Alımı söz konusu olan mal hurda statüsünde ise kesinti oranı %2’dir. Diğer mal statüsündeki alımlarda da %2 kesinti uygulanır.
  • Vergi yükümlülüğü olmayan bir satıcı, tüzel ya da gerçek kişi adına satış yapmıyorsa komisyon ve prim ödemelerinden yüzde 20 gider pusulası stopajı alınır.
  • Dokuma ürünleri ve örgü, nakış işleri, süpürge, sepet, hasır gibi el işleri, çarşaf, havlu, kilim ve benzeri eşya ve benzeri mal için ödenen ücretlerden veya üretimine ödenen hizmet bedellerinden %2 kesinti yapılır.
  • Diğer hizmet statüsündeki alımlarda kesinti oranı %5 olarak uygulanırken ürün ve hizmet bedelinin ayrılmaz ise kesinti %10’dur.

Ayrıca malın kimlerden ve ne şekilde alındığına göre düzenlenen gider pusulası ve benzeri belgelerde uygulanacak kesintileri bulabilirsiniz.

Arizi Ödemelerde:

  • Esnaflar için gider pusulası oranları: %2, %5, %10
  • Serbest meslek için gider pusulası oranları: %17, %20
  • Ücretlilerde bordro üzerindeki gelir vergisi kademeleri (%15, %20, %27, %35) uygulanır.

Devamlı ödemelerde ise:

  • Esnaflar için gider pusulası oranları: %2, %5, %10
  • Serbest Meslek erbapları için Serbest Meslek Makbuzu (Smm) kesintisi: %17, %20
  • Ücretlilerde bordro üzerindeki gelir vergisi kademeleri (%15, %20, %27, %35) uygulanır.

İşletmenizin dijital dönüşümüne öncülük eden çözümler için Orka Bilgisayar’ın e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-SMM, e-İrsaliye gibi kurumsal muhasebe yazılımlarını ve dijital çözümlerini inceleyebilirsiniz.

orka-kollektif

Kolektif Şirket Nedir?

Ticari hayatta faaliyet göstermek isteyen kişilerin bir tüzel kişi aracılığıyla bunu yapmaları gerekir. Ticaret yapmak, diğer bir deyişle mal ve hizmet sağlamak isteyen kişiler Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında bir şirket kurarak bunu gerçekleştirebilirler. Kanuna göre kurulabilecek birden fazla şirket çeşidi vardır. Kolektif şirket bunlardan bir tanesidir. Peki kolektif şirket ne demek? Gelin, merak ettiğiniz tüm detaylara bir göz atın.

Koleftik Şirket Nedir?

TTK uyarınca şirketler şahıs şirketleri ve sermaye şirketleri olmak üzere 2 ana gruba ayrılır. Limited ve anonim şirketler sermaye şirketlerini oluştururken, adi, kolektif ve komandit şirketler de şahıs şirketleridir. Görüldüğü üzere kolektif şirket şahıs şirketleri arasında yer alır.

Şahıs şirketi olması özelliği nedeniyle kolektif şirketlerin bir şirket kurucusu vardır ve işletme bu kişi tarafından yönetilir. Kuruluş prosedürlerinin kolay olması kolektif şirketlerin avantajıdır. Öte yandan şirket ile sahibi arasında yasal bir ayrım olmaması kolektif şirketi dezavantajlı hale getirir. Şirket ortakları şirkete ait tüm borçlardan kendi malvarlıklarıyla da sorumludur.

Kolektif Şirket Kaç Kişiyle Kurulur?

Kolektif şirket kurmak için en az 2 ortağın bulunması gerekir. 2 veya daha fazla gerçek kişi bir araya gelerek bir ticari faaliyeti gerçekleştirmek amacıyla kolektif şirket kurabilirler. Ortak sayısı bakımından herhangi bir üst sınırlama bulunmamakla birlikte uygulamada genellikle en fazla 4-5 kişiyle kurulan kolektif şirketler görülür.

Kolektif Şirket Özellikleri

Kolektif şirketlerin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Kendi tüzel kişiliği olan kolektif şirketler şahıs şirketidir.
  • Şirketin öz sermayesini ortaklar karşılar. Minimum bir sermaye tutarı yoktur. Ortaklar diledikleri miktarda sermaye koyarak kolektif şirket kurabilirler.
  • Şirketin hem borçlarından hem de alacaklarından ortaklar tüm malvarlıklarıyla sorumludur. Şirket tüzel kişiliği ile ortaklar arasında yasal bir ayrım yoktur. Bu özelliği nedeniyle kolektif şirketler genellikle aile şirketleri olarak karşımıza çıkar.
  • Şirket ortaklarının sorumlulukları ortaya koydukları sermaye ile doğru orantılı olarak belirlenir. Borçlar nedeniyle doğan sorumluluk ortakların pay oranları dikkate alınarak belirlenir. Diğer bir deyişle daha fazla sermaye koyan ortağın sorumluluğu daha fazla olur.
  • Şirket kuruluşu için yazılı bir kuruluş sözleşmesi hazırlanması gerekir. Ortakların ismi, taahhüt ettikleri sermaye ve şirketin faaliyet alanları gibi bilgileri içeren şirket kuruluş sözleşmesi noter tarafından onaylanmalıdır.
  • Kural olarak tüm ortaklar şirket yönetiminde eşit söz hakkına sahiptir. Öte yandan şirket sözleşmesi ile yönetim konusunda farklı bir düzenleme getirilmesi mümkündür.
  • Tüm ortaklar şirkete ait belgeleri, bilançoları ve diğer evrakları inceleyerek denetim yapma hakkına sahiptir.

Kolektif Şirket Özellikleri

Kolektif şirket kuruluşunda ortaklar belirli bir sermaye taahhüdünde bulunur. Sermaye taahhütleri nakit olarak tamamen ödendiği zaman şirketin kuruluş bilançosu buna göre hazırlanır.

Örneğin A ve B şahısları bir araya gelerek bir AB kolektif şirketini kurmaya karar vermiş olsun. Her 2 ortak da eşit şekilde 20.000- TL sermaye taahhüdünde bulunmuş. Ortakların sermaye taahhütlerinin kaydı için “501 Ödenmemiş Sermaye Hesabı” ile “500 Sermaye Hesabı” kullanılır:

501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS.  501.01 Ortak M.S Taahhüt Hs. 20.000  501.02 Ortak M.Ö Taahhüt Hs. 20.000                                                                   500 SERMAYE HS.                                                                        500.01 Ortak M.S Ser.Hs. 20.000.¬                                                                        500.02 Ortak M.Ö Ser.Hs.20.000.¬40.00040.000
100 KASA HS  100.01 ₺ Kasa HS.                                                                                                                    501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS                                                                    501.01 M.S Taahhüt HS. 20.000                                                                          501.02M.Ö Taahhüt HS. 20.00040.00040.000

Bu kayıtlar sonrasında ortaklar sermaye taahhütlerini yerine getirir ve muhasebe kayıtları yapılır.

Orka Bilgisayar olarak ticaret ve muhasebe alanında sektöre özel çözümler sunuyoruz. Siz de ticaret hayatına atılmak ve kolektif şirketinizin e-fatura, e-defter, muhasebe programı ve insan kaynakları gibi ihtiyaçları için sunduğumuz çözümlerden yararlanmak isterseniz hemen bizimle iletişime geçin!

orka-iade-fatura

İade Faturası Nedir? Nasıl Kesilir?

Günlük hayatta ve iş yaşantısında, her gün sayısız mal veya hizmet alımı gerçekleştirilir. Alışverişlerde kimi zaman malın hatalı ya da hizmetin kusurlu verilmesi söz konusu olabilir. Türkiye’deki yasal mevzuatlarda, alıcılara mal veya hizmetlerin iade hakkı tanınan koşulları tanımlanır. Peki bir malın ya da hizmetin iade edildiği durumlarda süreç muhasebe kayıtlarına nasıl yansıtılmalıdır? Bu içeriğimizde mal ve hizmet iadelerinde karşınıza çıkabilecek olan iade faturası nedir, iade faturası nasıl kesilir ve iade faturası nasıl işlenir gibi soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

İade Faturası Nedir?

İade faturası, iki tarafın da vergi mükellefi olduğu durumlarda satılan bir malın ya da hizmetin, satıcıya iade edilirken alıcı tarafından kesilmesi gereken fatura türüdür. Buradaki temel kriterimiz alışverişin ardından mal veya hizmetin karşılığının ödenebilir olmasıdır. Muhasebe süreçlerinde, bir malı ya da hizmeti sattığınızda fatura kesilir, faturaya istinaden alıcı da hesabınıza ödeme yapar ve süreç kapatılmış olur. İade söz konusu olduğunda kasaya giren paranın çıkışı yapılır ve alıcıya parası geri gönderilir. Satıcının kasasından çıkan paranın karşılığı olarak alıcıdan bir fatura gelmesi gerekir, işte o fatura iade faturasıdır.

İade Faturası Nasıl Kesilir?

İade faturası kesilebilmesi için alıcının vergi mükellefi olması, e-fatura kullanıcısı ya da fatura koçanına sahip olması gerekir. İade faturasına konu edilecek olan malların iadesi kısmen ya da tamamen olabilir. Örneğin satın aldığınız 10 birim malın 3 birimi hatalı çıkmışsa iade faturası sadece 3 birim mala göre düzenlenir. İade faturalarındaki tutar, malın satışındaki fiyatla aynı olmak durumundadır. Kısmi olarak yapılan iadeler için fatura kesilirken kesilen kısmın fiyatına göre iade faturası kesilmelidir. İade faturaları, e-fatura ya da e-arşiv fatura şeklinde de olabilir.

İade Faturası Nasıl İşlenir?

İade süreçlerinde alıcılar vergi mükellefi olmayabilir. Kanunların belirlediği sürelerde ve koşullarda alıcılar malı iade ettiklerinde vergi mükellefi olmadıkları için fatura kesemezler. Bu gibi durumlarda satıcılar, yasal süreler içerisinde iade sonrasında kasasından çıkan para için gider pusulası kesebilirler.

Ancak her iki tarafın da vergi mükellefi olduğu durumlarda iade faturası kesilmesi ve bu faturasının muhasebe kayıtlarına işlenmesi söz konusudur. Ürünü alan şirketin kendisine gelen faturayı reddetme süresi (7 gün) içerisinde ise fatura reddedilerek iade faturası kesilir ve mal iadesi gerçekleştirilir. İade faturası muhasebe kayıtlarına işlenirken malın eksiksiz ve sorunsuz bir şekilde iade edilmiş olması, geçici vergi dönemlerinin geçip geçmediği gibi hususlar dikkat edilmesi gereken detaylardır. Önceki yıl satılan bir ürünün cari yıl içerisinde iadesi söz konusu da olabilir. Bu gibi durumlarda ise ayrı ayrı muhasebe kayıtları tutulması gerekir.

İade Faturasını Kim Düzenler?

İade faturaları, hem alıcılar hem de satıcılar tarafından düzenlenebilir. Yaygın olarak bir malın ya da hizmetin satışından sonra alıcılar kusurlu mal ya da hizmet veya farklı nedenlerle iade işlemi yapar. Bu durumlarda düzenlenen iade faturaları satıştan iade faturalarıdır. Bazen de satıcılar satılan mal veya hizmetin iadesini talep edebilir. Bu durumlarda kesilen iade faturası ise satıştan iade faturasıdır. Her iki durumda da iade faturası kesilebilmesi için tarafların vergi mükellefi olması gerekir.

İade Faturası Süresi

İlgili yasal mevzuatlar gereği, kesilen satış faturaları alıcı tarafından onaylanmazsa 7 gün içerisinde sistem tarafından otomatik olarak onaylanır. Bu 7 günlük süre iade faturası süresi olarak da geçerlidir. Yani bir alışveriş sonrasında yapılacak olan iade işlemlerinde iade faturası süresi 7 gündür. Bu süre için satış faturasının kesildiği tarih baz alınır.

Fatura oluşturma, fatura alma, iade faturası oluşturma gibi dikkat, emek ve zaman isteyen tüm ön muhasebe süreçlerinizi dijital dünyaya taşıyabilirsiniz. Orka Bilgisayar tarafından sunulan e-fatura, e-arşiv, e-defter, e-irsaliye, e-Smm başta olmak üzere diğer kurumsal muhasebe çözümlerini inceleyebilir ve hemen teklif alabilirsiniz.

orka-fatura-turleri

Fatura Türleri Nelerdir?

Alınan mal veya hizmete dair ispat niteliği taşıyan ve ödeme işlemleri için olmazsa olmaz bir belge olan fatura, özellikle işletmeler için oldukça önemli bir evrak niteliği taşır. Malî denetimlerde incelenen faturaların yasal gerekliliklere uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekir. Amacına uygun olarak düzenlenmesi de şirket menfaatlerini koruma açısından önem arz eder. Bu nedenle fatura türleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmak ve faturalandırma süreçlerini etkin bir şekilde yönetmek şirketler için zaruridir.

Fatura çeşitlerinden bahsederken önce bunları da kendi içinde gruplandırmak gerekir. Çünkü faturalar farklı yaklaşımlara göre çeşitlendirilir. Amaç, ödeme dönemi, vergilendirme yöntemi ve gönderim şekline göre farklı fatura türlerinden söz etmek mümkündür.

Amacına Göre Fatura Türleri

Faturayı oluştururken yapmak istediğiniz işlem faturanızın türünü belirler. Buna göre 4 çeşit faturadan söz etmek mümkündür:

  • Satış Faturası: Satış veya hizmet gerçekleştirdiğinizde ödemenizi alabilmeniz için müşterilerinize düzenlediğiniz yasal belge satış faturası olarak adlandırılır.
  • İrsaliyeli Fatura: Sevk irsaliyesi faturadan bağımsız olarak ayrıca düzenlenebilen bir belgedir. Ancak irsaliye ve faturayı tek seferde düzenlemek isterseniz başvuracağınız fatura türü irsaliyeli faturadır.
  • Proforma Fatura: Satış veya hizmet gerçekleşmeden önce asıl faturanın taslağı gibi düzenlenen, müşteriye ön onay ve ödeme için sunulan faturadır. Müşterilerinizin alacakları ürün veya hizmetin detayı ile ödemeleri gereken tutarı önceden görebilmeleri için proforma fatura düzenleyebilirsiniz. Ancak devamında asıl faturayı da mutlaka düzenlemeniz gerekir çünkü proforma faturanın yasal geçerliliği yoktur.
  • İade Faturası: Eğer almış olduğunuz bir ürün veya hizmet iptal olduysa ya da iade işlemi gerçekleştirdiyseniz bunu yasal boyuta taşımak için kullanacağınız fatura türüdür.

Ödeme Bilgisine Göre Fatura Türleri

Faturanın düzenlendiği tarihte ödeme yapılmış veya yapılmamış olmasına bağlı olarak farklı fatura türlerinden bahsedilir:

  • Açık Fatura: Fatura düzenlendiği tarihte henüz ödeme yapılmamışsa bu fatura açık fatura olarak adlandırılır. Eğer açık fatura düzenliyorsanız kaşe imzaya faturanın üst kısmında yer vermeniz gerekir.
  • Kapalı Fatura: Fatura düzenlendiği tarihten önce ödeme yapılmışsa bu fatura kapalı fatura olarak ifade edilir. Kapalı fatura düzenliyorsanız da kaşe imzayı faturanın alt kısmına yerleştirmeniz gerekir.

Vergilendirmeye Göre Fatura Türleri

Faturaya dahil olan vergi türlerine bağlı olarak farklı tür faturalar ortaya çıkar. Bunlar:

  • Tevkifatlı Fatura: Faturada belirlenen katma değer vergisinin alıcı ve satıcı tarafından ödendiği fatura türüdür. Sektörlere göre değişen tevkifat oranları vardır ve alıcı ile satıcının ödeyeceği vergi miktarları bu oranlara göre pay edilir.
  • ÖİV’li Fatura: Özel iletişim vergisi içeren ve mobil iletişim hizmetleri için uygulanan fatura türüdür.
  • ÖTV’li Fatura: Genellikle lüks tüketim kapsamında değerlendirilen veya sağlığa/çevreye zararı bulunan ürün ve hizmetlere ilişkin özel tüketim vergisi içeren faturalardır.
  • Stopajlı Fatura: Kaynakta kesme olarak da bilinen stopajı içeren faturalarda elde edilen gelirin belirli miktarının doğrudan vergi dairelerine aktarılması söz konusudur.
  • İstisna Fatura: KDV muafiyetinden yararlanılan bir özel durumlarda kullanılan faturalardır. (İhraç kayıtlı işlemler, ihracatlar vs.)

Gönderim Şekline Göre Fatura Türleri

Fatura türlerini ortaya çıkaran bir diğer durum da gönderim türüdür. Gönderim metoduna göre faturalar şunlardır:

  • Basılı Fatura: Matbu fatura olarak da bilinen ve özel fatura formatları ile elle yazılarak oluşturulan faturadır. Söz konusu şirkete teslim edilmesi gerekir.
  • Dijital Fatura: Dijital ortamda oluşturmak ve muhafaza etmek suretiyle kullanılan faturadır.
  • E-fatura: E-fatura mükellefi olan şirketler arasında kullanılan fatura türüdür. Oluşturulan faturalar e-fatura sisteminde kolayca görülebilir.
  • E-arşiv Fatura: E-fatura mükellefi olmayan işletmelerin GİB sistemi üzerinden düzenlediği ve E-Fatura işletmelerinin E-Fatura mükellefi olmayan işletmelere düzenlediği faturadır.

Orka Bilgisayar e-fatura, e-defter, bordro, insan kaynakları gibi çeşitli süreç ve işlemleriniz için akıllı çözümleri sizinle buluşturur. Orka Muhasebe Programı ile fatura düzenleme başta olmak üzere çok sayıda finansal işlemi bir düzen ve sistem dahilinde gerçekleştirebilir, şirketinizin verimliliğini artırabilirsiniz.

orka-kıdem-fon

Kıdem Tazminatı Fonu Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Türkiye’deki mevcut yasal mevzuatlar gereği kıdem tazminatı, çalışan haklarından biri ve belki de en önemlisidir. Çalışan ile işveren arasındaki iş sözleşmesi ile garanti alınan bir hak olan kıdem tazminatı dönemsel olarak kanuni düzenlemelere konu olur ve ülke gündemine sıkça gelir. Son yıllarda kıdem tazminatı fonu bu konuyla ilgili en çok konuşulan gündem maddesidir. Peki kıdem tazminatı nedir? Yeni kıdem tazminatı fonu neleri kapsar ve kıdem tazminatı fonu hesaplama nasıl yapılır?

İş sözleşmesi Nedir? Türleri Nelerdir?

Kıdem Tazminatı Nedir?

Kıdem tazminatı, işveren ile çalışan arasındaki iş sözleşmesinden doğan bir haktır. En basit ifadeyle, bir çalışanın o işyerinde geçirdiği süreye göre belirlenen, çalışanın işveren için harcadığı emek karşılığında ödenen bir tazminattır. Kıdem tazminatı, bir iş yeri ile olan sözleşmesi kanunlarda açıklanan haklı gerekçeler dışında kalan durumlar nedeniyle feshedilmesi halinde çalışanın yeni bir iş bulana kadar maddi ihtiyaçlarını karşılamasını amaçlar.

Çalışanlara Hangi Durumlarda Kıdem Tazminatı Ödenir?

Bir çalışanın kıdem tazminatı alabilmesi için işveren tarafından işten çıkarılması ya da kanunla açıklanan haklı gerekçelere dayanarak işten kendi isteğiyle ayrılması gerekir. Çalışanların kıdem tazminatı alabilmesi için o işyerinde en az 1 yıl süreyle çalışması şartı da aranır. Ülkemizde 4857 Sayılı İş Kanunu, kıdem tazminatı ödenmesi gereken durumları ve kıdem tazminatına dair tüm detayları açıklar. Yasal mevzuatlara göre, işverenin iş sözleşmesini haklı gerekçeler olmadan feshetmesi durumunda çalışana kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür. Çalışanların kıdem tazminatı alabilecekleri haklı fesih şartları ise kanunlarda şöyle açıklanmıştır:

  • Sağlık sebepleri nedeniyle işten ayrılması
  • Alacaklarının ödenmemesi durumunda işten ayrılması
  • İşverenin işçi aleyhine suç işlemesi (taciz, mobing, hakaret gibi)
  • İş sözleşmesinde belirtilen iş koşullarında esaslı değişiklikler yapılması (görev tanımı veya görev yerinin değişmesi gibi)
  • Erkek çalışanların askerlik hizmeti nedeniyle işten ayrılması
  • Kadın çalışanların evlilik gerekçesiyle işten ayrılması
  • Çalışanın emekli olması
  • İşçinin ölümü

Kıdem Tazminatı Fonu Nedir?

Kıdem tazminatları, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların büyük bir bölümünü oluşturur. Bazı durumlarda işverenler çalışanlarına hak ettikleri halde çeşitli iddialarla kıdem tazminatı ödememe yoluna gidebilmektedir. Kıdem tazminatı uyuşmazlık durumları çoğu zaman öncelikle arabuluculuk sistemi ya da yargı yoluyla sonuca ulaştırılır. Bu sorunların önüne geçilmesi için planlanan yeni kıdem tazminatı fonu sistemi, çalışanın kıdem tazminatı hakedişlerinin çalıştığı dönemde işveren tarafından ayrılmasını amaçlar. Yani, kıdem tazminatı fonu ile işverenler, belirli dönemlerde kıdem tazminatı fonlarına ödeme yaparlar. Böylece, çalışanın kıdem tazminatı hakedişleri çalıştığı süre boyunca da güvence altına alınır. İşverenler de çalışanları ile yollarını ayırmak durumunda kaldığında kıdem tazminatı için yüklü ödemeleri tek kalemde yapmaktan kurtulur ve kıdem tazminatlarının getirdiği maddi yükümlülükleri zamana yaymış olur.

Kıdem Tazminatı Hesaplama

Hukuki ve kanuni düzenlemeleri halen devam eden ve henüz netleşmemiş olan kıdem tazminatı fonu sistemi, çalışanların işyerinde çalışmaya başladığı dönemden itibaren her yıl için 30 günlük brüt ücretinin fona aktarılması şeklinde planlanır. Böylece çalışanlar, kıdem tazminatı fonlarında kendileri için ayrılan tutarları çalıştıkları süre içerisinde görebilirler. Yeni kıdem tazminatı fonu sisteminde, fonda biriken tutarlara devlet desteği ve fonların işletilmesi de söz konusudur. Yeni kıdem tazminatı fonu sisteminde, halihazırda çalışanların geçmişten gelen kıdem tazminatları haklarının fona eklenip eklenmeyeceği ya da sisteme nasıl dahil edileceği konusunda tartışmalar devam etmektedir.

Kıdem tazminatı fonu, çalışanlar ile iş verenler arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne yönelik alternatif bir yöntemdir. İşletmelerin kıdem tazminatı gibi ödemeler de dahil olmak üzere, tüm kurumsal muhasebe süreçlerini etkin bir şekilde yönetebilmeleri için dijital çözümler sunan Orka Bilgisayar ile siz de e-dönüşüme hemen başlayabilirsiniz. Orka Bilgisayar’ın sunduğu kurumsal muhasebe ve yazılım hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.